Sırrı Süreyya Önder Hayatını Kaybetti: Bir Devrin Şairi, Sinemacısı ve Vicdanı Aramızdan Ayrıldı

Sırrı Süreyya Önder
03.05.2025
Sırrı Süreyya Önder Hayatını Kaybetti: Bir Devrin Şairi, Sinemacısı ve Vicdanı Aramızdan Ayrıldı

Türkiye’nin yakın tarihine iz bırakmış, sözüyle, kalemiyle ve eylemiyle bir kuşağın belleğinde derin izler bırakan Sırrı Süreyya Önder, hayatını kaybetti. Onu yalnızca bir siyasetçi ya da sanatçı olarak anmak eksik kalır. O, kelimelerle direnen bir şair, kamerasıyla konuşan bir yönetmen, halkın vicdanında yankı bulan bir sözcüydü.

 

1962 yılında Adıyaman’da doğan Önder, hayatı boyunca otoriteye başkaldıran, ezilenin, hor görülenin, sesi kısılmış olanın yanında duran bir çizgide yürüdü. Cezaevinden sinema salonlarına, Meclis sıralarından sokaklara kadar uzanan yaşam öyküsü, Türkiye’nin çalkantılı tarihinde cesur bir duruşun simgesiydi.

 

Sinema dünyasında özellikle 2006 yapımı Beynelmilel filmiyle büyük yankı uyandırdı. Bu filmde yalnızca mizah değil, derin bir politik hafıza ve vicdani muhasebe vardı. Ardından Politik Sinema kavramını genişleten yazıları, konuşmaları ve halkla kurduğu özgün bağ onu sadece bir sanatçı değil, bir anlatıcı kıldı. Onun hikâyelerinde halk vardı, acı vardı, direniş vardı.

 

Siyasi kariyerinde ise Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde milletvekili olarak görev yaparken, çatışmanın ortasında barışın dilini savunan, cesur çıkışlarıyla dikkat çeken bir figür oldu. Özellikle çözüm süreci döneminde aktif rol oynayan Önder, siyasi tarihi yeniden yazmaya çalışan o kısa dönemlerde vicdanı temsil eden isimlerden biri olarak hafızalara kazındı.

 

Sırrı Süreyya Önder’in ölümü, sadece bir insanın değil; söze, mizaha, ironiye ve direnişe dayalı bir geleneğin de susması anlamına geliyor. O, ardında yüzlerce yazı, onlarca konuşma, filmler, kitaplar ve hepsinden önemlisi yüreklerde iz bırakan bir duruş bıraktı.

 

Cenaze töreniyle ilgili detaylar ailesi tarafından daha sonra paylaşılacaktır. Sevenlerine, dostlarına ve onu fikirleriyle yol arkadaşı bellemiş herkese baş sağlığı diliyoruz.

 

“Ölüm bize ne uzak, bize ne yakın ölüm, ölümsüzlüğü tattık, bize ne yapsın ölüm?” diyordu şair. Belki de bu satırları en çok Sırrı Süreyya Önder’e yakışıyordu…